İnovasyonda İşbirliği

İnovasyonda işbirliği firmaların ürün ve hizmetlerinin pazarda öne çıkması için gereken önemli unsurlarından biridir.

Firmalararası İşbirliği

  • Teknolojik gelişmelerin veya pazara girmenin maliyetini düşürmek,
  • Teknolojik gelişmelerin veya pazara girmenin riskinin azaltmak,
  • Büyük miktarlarda üretim yapabilmek ve
  • Yeni ürünlerin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesi için gereken zamanı azaltmak,

için gereklidir.

Compact Disc’lerin (CD) geliştirilmesinde, üretiminde ve ticarileştirilmesinde yaptıkları işbirliği ile Philips ve Sony, inovasyonda işbirliğine güzel bir örnek oluşturur. Philips, 1978’de CD’nin prototipini geliştirdi ama ticarileştirmenin kendisi için kolay olmadığını kanısına vardı. Bir yıl sonra CD’lerin geliştirmesi, üretilmesi ve ticarileştirilmesi için gerekli yenetek ve kapasiteye sahip olduğunu düşündüğü Sony ile stratejik bir ortaklık oluşturdu. İki ortak, yeni ürünü kısa sürede uluslararası standartlara sahip olacak şekilde geliştirdi, üretti ve 1982’den itibaren dünya pazarlarında satmaya başladı. Philips ve Sony, birbirlerini tamamlayıcı özelliklerini biraraya getirdiklerinden bu işbirliği çok başarılı oldu.

Nasıl bir İşbirliği?

Alt Yükleniciye Verme: Maliyet ve risklerin azaltılması, geliştirme veya üretim sürelerinin kısaltılması amacıyla kısa süreli olarak yapılan işbirlikleridir. Uygun altyükleniciyi bulmak, yaptığı işin kalitesini ve performansını belirlemek zaman alabilir ve maliyetli olabilir.

Teknoloji lisansı alma: Lisans alma, bir firmaya, başka bir fimanın fikri mülkiyet haklarından yararlanma olanağı sağlar. İlk bakışta, lisans almak, geliştirme maliyetlerini düşürmesi, teknolojik riskleri ve pazar risklerini en aza indirmesi ve ürünün hızla üretimine ve pazara girmesine olanak sağlaması yönleriyle avantajlı gibi görünse de, lisansı veren tarafından öne sürülen kısıtlayıcı anlaşma maddeleri, fiyatlandırma, üretim hacmi ve ürün kalitesi gibi operasyonel konularda kontrolün lisans verenin elinde olması gibi önemli dezavantajları beraberinde getirir. Lisansın alınacağı firmanın aranıp bulunması, müzakerelerin yürütülmesi ve anlaşmanın sağlanmasıyla alınan teknolojinin adaptasyonu da süre ve maliyetler üzerinde olumsuz etkisi olan faktörlerdir.

Konsorsiyum oluşturma: Özellikle Ar-Ge evresinde, birkaç organizasyonun biraraya gelerek belli bir proje üzerinde ortak çalışmasını gerektirir. Amaç, Ar-Ge maliyetlerinin ve riskinin paylaşılması, kısıtlı bulunan uzmanlıkların ve ekipmanların proje için kullanımının sağlanması, rekabet öncesi araştırmaların yürütülmesi ve standartların oluşturulmasıdır. Bilginin paylaşımı sonucu firmaya özel bilgilere konsorsiyum ortaklarınca da sahip olunması bu tür işbirliklerinde bir dezavantaj olarak görülebilir.

Stratejik İşbirlikleri: Bu tür işbirlikleri, iki veya daha fazla sayıda firmanın yeni bir teknoloji veya ürün geliştirmek için resmi veya resmi olmayan bir şekilde biraraya gelmesiyle oluşur. Konsorsiyum tarzı işbirliği daha çok temel araştırmalara odaklanırken, stratejik işbirlikleri daha ileri aşamalarda, pazara yakın geliştirme çalışmaları yürütülürken oluşturulur.

İnovasyon Ağları: İnovasyon ağları, firmalar, üniversiteler, kamu kuruluşları, müşteriler ve diğer aktörler tarafından oluşturulur ve bunlar arasındaki bağlantılar ve etkileşimlerle hayat bulur. Bu nedenle, bir firmanın bu tür ağlarda yer alması, stratejik olarak büyük bir önem taşır ve bulunduğu ağdaki gücünü ve etkisini yansıtır. İnovasyon ağları, içinde yer alan kuruluş sayısına, bu kuruluşlar arasındaki etkileşim yoğunluğuna ve etkileşimin tipine bağlı olarak farklılıklar gösterir. Bu ağlarda yer alan firmalar, inovasyon konusunda farklı işbirlikleri oluşturma olanağına da sahip olurlar. Ağlar sayesinde, ağın üyeleriyle doğrudan veya dolaylı ilişkiler geliştiren, farklı iletişim kanallarına sahip olan firmalar çok geniş bir kaynaklar yelpazesini elinde bulundurur. Ağlar, inovasyon için pek çok yeni fırsatın ortaya çıkmasına da yol açar.

İnovasyona Dayalı Kümelenmeler: Michael Porter, Amerika’nın inovasyonla gelen rekabet avantajının kümelenmeler temeline oturan bölgesel ve yerel inovasyon sistemlerinden kaynaklandığını ortaya koymuştur.[1] Porter, kümeyi belli bir alanda birbiriyle bağlantılı şirketler ve kurumların oluşturduğu coğrafi yoğunluk olarak tanımlar. Küme, birbiriyle bağlantılı sanayileri ve rekabet için gerekli diğer kuruluşları kapsar. Örneğin, parça, makine ve hizmet gibi belli alanlarda uzmanlaşmış girdi tedarikçilerini ve yine alanında uzmanlaşmış altyapı sağlayıcılarını içerir. Genellikle, birbirlerini tamamlayan ürünlerin üreticileri, müşterileri ve dağıtım kanallarından beceri, teknoloji ve ortak girdi bakımından ilişkili sanayilerde faaliyet gösteren şirketlere kadar uzar. Ayrıca kümelerin çoğu, uzmanlaşmış eğitim, öğrenim, enformasyon, araştırma ve teknik destek gibi hizmetler sağlayan devlet kurumlarını; üniversiteler, standart belirleyici kuruluşlar, düşünce kuruluşları, mesleki eğitim sağlayıcı kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları gibi farklı yapıları da bünyesinde barındırır.

[1] Porter, M. (1990) The Competitive Advantage of Nations ve (1998) On Competition